**kraliç€ nin halleri**
1989 yılının nisan ayından beri şu yalan dünyada herzaman kendi fikirleriyle kendi doğrularıyla yaşamaya çalışan boyut itibariyle ufak tefek ama içinde kocaman bi dünyayı barındıran bir kraliçe...
5 Aralık 2013 Perşembe
22 Mart 2013 Cuma
Tek başına bir şehir
İstanbul'a geldiğimden beri toplu taşımadan pek şikayetim olmadı.Genelde tren yolunu kullandığımdan olsa gerek..karşıya geçiceksem ilk tercihim vapurdur herzaman deniz aşığı olan biri olduğumdan.ancak vakitli bir durum varsa mülakat v.s metrobüsü kulllanırım.ama bence hepsi biryana vapurla geçmek mükemmel...keşke kadıköyden evede vapurla gelebilsem.Geçen gün karşıya geçerken farkettim izledim yine İstanbulu..İstanbulun her yeri her yanı ayrı güzel,ayrı bir hava,ayrı bir kültür ayrı bir hikaye..belki güzel belki acı bazı insanlar için bu hikayeler..benim İstanbul'u sevmem zaman aldı.nedenini düşündüm o günkü vapur seyahatimde.İstanbul'a aşık olarak gelmemiştim bu şehre,vay be İstanbuulll dememiştim.Çok iyi hatırlıyorum okula kaydımı yaptıktan sonra kadıköy de balon cafede babamla oturup annemi aramıştım şimdi deniz kenarında çay içiyoruz işte bizde istanbulda demiştim (aslında hiç mutlu değilim keşke orda olsaydım yatıyordu bu cümlenin altında)..İstanbulu sevmem benim İstanbulun içindekileri,içindekini sevmemle başladı.Onu sevdikçe,ona bağlandıkça İstanbul'uda sevdim,İstanbul'a da bağlandım..bir kişi bütün bir şehri sevdirebilir diye bir söz vardır gerçekten insanlar yaşıyor ki söylüyor bu sözleri birkez daha anladım..
Daha sonra düşündüm bunu gerçekten böyle,içinde sevdikleriniz olmadıkça o mekanlar hiçbir anlam ifade etmez .bakın bakalım kimsesiz olsanız,sevdikleriniz olmasa kız kulesi nasıl gözükecek gözünüze...
Bu savımı destekleyen birçok söz,şarkıda varmış,düşüncem derinleştikçe ve bu yazıyı yazdıkça aklıma geldi.Neyleyim İstanbul'u ,Sensiz İstanbul'a düşmanım v.s..
Sonuç olarak bir şehre bağlanmanın içinde barındırıkları ve yaşattıklarının neden olduğunu söylemek istiyorum..şehir tek başına birşey ifade etmiyor bence..
Daha sonra düşündüm bunu gerçekten böyle,içinde sevdikleriniz olmadıkça o mekanlar hiçbir anlam ifade etmez .bakın bakalım kimsesiz olsanız,sevdikleriniz olmasa kız kulesi nasıl gözükecek gözünüze...
Bu savımı destekleyen birçok söz,şarkıda varmış,düşüncem derinleştikçe ve bu yazıyı yazdıkça aklıma geldi.Neyleyim İstanbul'u ,Sensiz İstanbul'a düşmanım v.s..
Sonuç olarak bir şehre bağlanmanın içinde barındırıkları ve yaşattıklarının neden olduğunu söylemek istiyorum..şehir tek başına birşey ifade etmiyor bence..
18 Şubat 2013 Pazartesi
beni anlama
Tarkan 14 şubatta youtube aracılığıyla bir video yayınladı.Şarkılarından oluşan bir potpori yapmış gayet hoş bir kutlama olmuş bence..birkaç şarkısını dinledikten sonra videonun en sonunda söylediği şarkıyı daha önce duyduğumu söyleyen kulaklarıma rağmen beynim aynı fikirde değildi..daha önce bu melodiyi duydum belki ama nebilim belki sözleride...çok çok beğendim.müziği ayrı güzel,sözleri ayrı güzel,Tarkan ayrı güzel söylemiş...
Kimi insan der ya şarkı böyle içime işliyor,çok etkiliyor diye.o duyguları hissettiğimi söyleyebilirim.
Bayıldım,bayıldım,bayıldım,bayıldım!
sözleride;
Kimi insan der ya şarkı böyle içime işliyor,çok etkiliyor diye.o duyguları hissettiğimi söyleyebilirim.
Bayıldım,bayıldım,bayıldım,bayıldım!
Beni sev sev de anlama
Dokun hisset ne olur sorgulama
Sakın beni yargılama
Yapma değiştirmeye çalışma
Ah vazgeçme
Arzula sev okşa beni üzme ne olur üzme
Dokun hisset ne olur sorgulama
Sakın beni yargılama
Yapma değiştirmeye çalışma
Ah vazgeçme
Arzula sev okşa beni üzme ne olur üzme
Ele geçirmeye çalışma hiç böyle beni
Sen bana ben sana benzersek ne olur
Nasıl dayanır ki aşk bu kadar ayrılığa
Beni neden sevdiğini hatırla ne olur
O ilk günler nasıl da aşkla sevişirdik
Sen bana ben sana benzersek ne olur
Nasıl dayanır ki aşk bu kadar ayrılığa
Beni neden sevdiğini hatırla ne olur
O ilk günler nasıl da aşkla sevişirdik
Aşk incelik ister canım hoyrat olma
Beni böyle sev değiştirme boşver anlama
Bir güç savaşı değil bu kendi haline bırak
Galibi yoktur ki hiç aşk bu unutma
Beni böyle sev değiştirme boşver anlama
Bir güç savaşı değil bu kendi haline bırak
Galibi yoktur ki hiç aşk bu unutma
Aşk bu aşk olacak
Sen izin verirsen yaşanacak
Sen izin verirsen yaşanacak
14 Şubat 2013 Perşembe
break the chain
Bugün 14 Şubat,sevgililer günüü..aylar öncesinden kadınlar tarafından başlatılan bir protesto vardı. Break the chain adı altında-türkçesi kır zincirleri..Kadına karşı şiddete tepki olarak çok farklı ve gayet zarif bir protesto gerçekleşti.Dünyanın heryerinde kadınlar aynı anda dans ederek kadına karşı şiddete hayır dedi..aylar öncesinden haberim olduğu için açıkçası bende bugünü sabırsızlıkla bekliyordum .Türkiye'de nasıl olucak,yapılabilecek mi falan diye..bugün aveada mülakatım olduğundan daha sonrasında da topuklu ayakkabılarımla dansedemeyeceğimden ve günün diğer anlam öneminden dolayı dansedemedim :) ancak azönce haberlerde izledim ve gayet beğendim.TBMM başta olmak üzere birçok kadın dans ederek eyleme destek vermiş.Kadıköy belediye başkanınında sahnede dansı dikkat çekmiş olsa gerek :) Umarım tribünlere oynamıyor ve gerçekten karısına değer veriyordur.
Kadına karşı şiddet ülkemizin vazgeçilmez ölüm sebeplerinden.Töre,namus cinayetlerinin çok olduğu ülkemizde kadına karşı şiddet çok yoğun.Ve ne yazık ki kadına karşı şiddetin bir statü veya bir özelliği yok.her statüde insan veya kadın maruz kalabiliyor.ekonomik özgürlüğü olanda,olmayanda,okumuş olanda,olmayanda,dırdır edeni,etmeyenide şiddete maruz kalıyor.Hiçbir özellik şiddete karşı gelemiyor kadınlarda..Kadına değer verilmeyen ülkemizde böyle etkinliğin gerçekleşmesi gerçekten umut verici,öte yandan kadınlar dans etti diye şiddet son bulacak mı hayır.Ama en azından artık bilinç seviyesi yükseltiliyor belki..belki kadınlar sinmiyor,sinmeyecek ve direniş gösterecek artık.
Zaten ben eğitim seviyesi ve ekonomik özgürlüğü olan kadınların en başta onların nasıl şiddete tepki göstermediğini ve sindiğini anlamıyorum.En azından diğerlerinden daha bilgili ve kendi ayakları üstünde duran bir kadın olarak erkeğine bağlılık nedir yani bukadar?çocuklar için mi?çocuğu olan kadınların aslında hiç hazmetmemesi gerek sonuçta öyle sağlıksız bir ailede büyütülen çocuk yerine,kendi ayakları üstünde ve kimseye muhtaç olmayan hakkını savunan bir anneyle yetişmek daha iyidir bence...
Kadına şiddete hayır diyorum ve gerçekten kadınlarımızında erkeklerimizinde bir nebze daha bilinçli olduğu,bugünü görerek ve farkında olarak geçireceği günler diliyorum..
not:bahsedilen protesto videosunu paylaşıyorum,gerçekten hoş,naif ve eğlenceli bir protesto.
Kadına karşı şiddet ülkemizin vazgeçilmez ölüm sebeplerinden.Töre,namus cinayetlerinin çok olduğu ülkemizde kadına karşı şiddet çok yoğun.Ve ne yazık ki kadına karşı şiddetin bir statü veya bir özelliği yok.her statüde insan veya kadın maruz kalabiliyor.ekonomik özgürlüğü olanda,olmayanda,okumuş olanda,olmayanda,dırdır edeni,etmeyenide şiddete maruz kalıyor.Hiçbir özellik şiddete karşı gelemiyor kadınlarda..Kadına değer verilmeyen ülkemizde böyle etkinliğin gerçekleşmesi gerçekten umut verici,öte yandan kadınlar dans etti diye şiddet son bulacak mı hayır.Ama en azından artık bilinç seviyesi yükseltiliyor belki..belki kadınlar sinmiyor,sinmeyecek ve direniş gösterecek artık.
Zaten ben eğitim seviyesi ve ekonomik özgürlüğü olan kadınların en başta onların nasıl şiddete tepki göstermediğini ve sindiğini anlamıyorum.En azından diğerlerinden daha bilgili ve kendi ayakları üstünde duran bir kadın olarak erkeğine bağlılık nedir yani bukadar?çocuklar için mi?çocuğu olan kadınların aslında hiç hazmetmemesi gerek sonuçta öyle sağlıksız bir ailede büyütülen çocuk yerine,kendi ayakları üstünde ve kimseye muhtaç olmayan hakkını savunan bir anneyle yetişmek daha iyidir bence...
Kadına şiddete hayır diyorum ve gerçekten kadınlarımızında erkeklerimizinde bir nebze daha bilinçli olduğu,bugünü görerek ve farkında olarak geçireceği günler diliyorum..
12 Şubat 2013 Salı
karaoke isteği
keşke evimizin bir odasında karaoke olsa,böyle girsek bütün enerjimizi orda harcasak,stresimizi atsak:) gerçi yalıtımın sıfır olduğu apartmanımızda komşular bu durumdan fena halde mutsuz olurlardı.Sesimde çok kötüdür ama istedim yani biran karaoke olsun yapayım stresimi enerjimi orda atayım.Belki olur bakalım
10 Şubat 2013 Pazar
ihmaller silsilesi
Son günlerde yaşanan kazalara çok sinirleniyorum ve şu yetkililer diye bahsettikleri insanları boğasım geliyor... Yaşanan o kazalar gerçekten içimi acıttı ve insan hayatı bu kadar kolay olmamalı ya,bu kadar kolay bitmemeli diye isyan edesim geliyor o yetkililere...
Geçenlerde vapurdan bir adam düştü ve öldü..o kadar küçük bir zamanda oldu ki kaza adam göz göre göre ölüme gitti.Ayağı kaydı ve suya düştü.Asıl olay adamın suya düşmesi değil,sudan çıkarılamaması.
Orda olan insanların cahilce hareketleri,kimsenin sağlıklı düşünememesi ve öldüren hata!!!
Öldüren hata ,kaptanın vapuru geri çekmeye çalışması ve yaratılan anaforla adamın sularda kaybolması.
O haberi izledikten sonra gerçekten uyuyamadım.Nasıl bir insanın hayatı bu kadar kolay kaybedilir?
Diğeri de ;
Go kart ta arkadaşlarıyla eglenmeye giden kızın kafasının kopması.Bunu da almadı aklım..Ayrıntıları yazmak istemiyorum şuan, fakat iki olayda da orda olan insanların,olayı gören,tanık olan insanların ve ailelerinin yerinde olmak istemezdim.Uzaktan normal bir vatandaş olarak bu kadar içime oturduysa onların yerinde olsam napardım bilmiyorum.Allah sabır versin ailelerine...
İki olayda çok üzücü..ihmaller silsilesi bence.Belki farklı faktörlerde etkili olmuştur ama mutlaka ihmal ve cehalet baş rolde bu ölümlerde..
Ecel diyoruz işte,belki de ecelleri gelmişti.
kader denilen acı gerçek devreye giriyor bianda..
yine de büyüklerimiz hep der ya ; ''Allah hayırlı ölüm versin.'' Kesinlikle katılıyorum!
Geçenlerde vapurdan bir adam düştü ve öldü..o kadar küçük bir zamanda oldu ki kaza adam göz göre göre ölüme gitti.Ayağı kaydı ve suya düştü.Asıl olay adamın suya düşmesi değil,sudan çıkarılamaması.
Orda olan insanların cahilce hareketleri,kimsenin sağlıklı düşünememesi ve öldüren hata!!!
Öldüren hata ,kaptanın vapuru geri çekmeye çalışması ve yaratılan anaforla adamın sularda kaybolması.
O haberi izledikten sonra gerçekten uyuyamadım.Nasıl bir insanın hayatı bu kadar kolay kaybedilir?
Diğeri de ;
Go kart ta arkadaşlarıyla eglenmeye giden kızın kafasının kopması.Bunu da almadı aklım..Ayrıntıları yazmak istemiyorum şuan, fakat iki olayda da orda olan insanların,olayı gören,tanık olan insanların ve ailelerinin yerinde olmak istemezdim.Uzaktan normal bir vatandaş olarak bu kadar içime oturduysa onların yerinde olsam napardım bilmiyorum.Allah sabır versin ailelerine...
İki olayda çok üzücü..ihmaller silsilesi bence.Belki farklı faktörlerde etkili olmuştur ama mutlaka ihmal ve cehalet baş rolde bu ölümlerde..
Ecel diyoruz işte,belki de ecelleri gelmişti.
kader denilen acı gerçek devreye giriyor bianda..
yine de büyüklerimiz hep der ya ; ''Allah hayırlı ölüm versin.'' Kesinlikle katılıyorum!
bohem kız seni:)
nekadar bohem bir blogger ım yahu :) ne kadar mutsuz,üzgün ve ağlamaklı yazmış ve paylaşmışım:) ama ne yapayım blog aklıma hep üzgünken geliyor..insanlara anlatamadığım şeyleri burda yazıyorum e haliyle kafam bozuk ve bohem olarak şekillenmiş buradaki profilim:)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)